19 Ekim 2013 Cumartesi

Yolda olmak

10:55


Yolda olmak… Şöyle bir düşününce, hep yolda değil miyiz aslında? Bir şeyleri başarmak için çabalıyoruz sürekli. Ve bu çaba hayatımız sonlanana dek sürecek. Sürekli bir şeyleri başarmak istiyor, her şeyin daha iyisini elde etmeye çalışıyoruz. Yaptığımız bir şeyi bir süre sonra beğenmiyoruz. Daha iyisini yapıyoruz, yaptığımızı sanıyoruz. Sonra onu da beğenmiyoruz. Bir yenisi, bir yenisi daha derken yolun sonuna yaklaştığımızı düşünüyoruz. Ama yol bir türlü bitmiyor.

 Yürüdüğümüz yola “hayat” benzetmesi yaparsak, birçok şeyi yerleştirebiliriz yol kenarına. Acılarımız, mutluluklarımız, gözyaşlarımız, başarılarımız, hayal kırıklıklarımız… Aslında bunlar yalnızca yol boyunca edindiğimiz tecrübelerdir. Yol devam ettikçe sık sık ardımıza dönüp bakıyoruz ki, yoldan zevk alalım. Bazen duralım, yol kenarındaki bir ağacın dibine oturalım. Sonra devam ederiz… Sağa sapalım, sola sapalım. Dümdüz gitmeyelim. Bu yol bizim hayatımızsa eğer, keyif almaya bakalım.

 Çok sevdiğim bir filmden alıntı yapmadan bitiremeyeceğim. “Yol zamanın bir fonksiyonu değildir. Hız yolun zamana bölünmüş halidir. İvme ve sürtünme katsayısı bizi ilgilendirmez. Yolda olmak, bir hıza sahip olmayı gerektirir. Aksi durum yolda durmaktır. Durmak sıkıcıdır. Yolda durmak, yolda olmak anlamına gelmez. Yolda durmak, yolda durmak anlamına gelir. Yolun bittiği yerde durulmaz. Ya önce durulur, ya durulmaz. Bazen yolun kenarından renksiz, duru sular akar. O sularda balık da vardır. Yolun yardığı tepelerin biri yeşil toprak, diğeri bej olabilir. Su aktığı yerin rengine bürünmez. Ama sana öyle gelebilir. Ayrıca, yol bitmez. O, labirentin duvarıdır. Ya… Yol asla bitmez.” 

Written by

We are Creative Blogger Theme Wavers which provides user friendly, effective and easy to use themes. Each support has free and providing HD support screen casting.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

© 2013 YEAL FELSEFECİLERİ. All rights resevered. Designed by Templateism

Back To Top